Direkt olarak şikayetçi olduğum konuyu söyleyeyim, yaşamak istediğim hayat bu değil. Evet bu serzeniş bu deyiş çok komik umarım okurken gülmüşsünüzdür eğer gülmediyseniz sizin için kötü çünkü muhtemelen sizle şuan ortak bir duygu/düşünce paylaşıyorum ya da paylaşmış olacağım.
Kesinlikle depresif biri değilim bu yazıyı yazmadan önceki ruh halime kötü dersek 10dk sonraki halim çok mutlu olabilir ben böyle biriyim, depresiflik insanı zaten aptallaştırır. Sürekli depresif takılan problemleri büyüten insanlara bakış açımın nasıl olduğunu artık biliyorsunuz. Neyse, yaşamak istediğim hayat bu değilden kasıt elbette ekonomik olarak zor koşullarda olduğum için değil. Elimdekiyle yetinmeme gibi bir durumum olduğu için de değil benim için buradaki kıstas gelecek. Şuan nereye gidiyorum ? Şuanki amacım bekar bir genç için ortalama bir para kazanmak mı ? Bu parayı harcamak, biriktirmek sonra harcamak ya da daha iyi bir zam için daha çok çalışmak sonra gelişmek ve sonra daha iyi bir şirkete girmek ve yine maaş almak mı ? Ve aynı döngüde yılların geçmesi. Tam olarak bu yoldayım aslında yolun başındayım, mezun olmadan işe başlamak, hiç iş arayışına girmemek kolayca iş bulabilmek beni triplere sokmuş olabilir belki de şuan şımarıklık yapıyorumdur, belki de sadece geleceğimi düşünüyorumdur. Bunu bilemem, bunu bilen biri bana söylese bile kabullenemem çünkü yaşamam gerek. Yaşamadan bir şeyleri kabul etmek zor, insanların her yaşadığı da doğru değil, bu sadece bilmem kaç oranındaki bir olasılığın gerçekleşmiş olması demek. Bu yüzden hem şımarıklık yapıyor olabilirim, hem de geleceği de düşünüyor olabilirim her şey olabilir.
İsteğim şirketlerde ömrümü harcamak değil, evet çok farklı problemler göreceğim, bir mühendis olarak o problemleri çözeceğim ve gelişeceğim sürekli olarak bu harika bir şey gerçekten. Ben bunu kötülemiyorum ya da buna karşı da değilim. Gelişim kesinlikle ihtiyaçtan ortaya çıkar. Böyle bir şeye ihtiyaç vardı ya da ihtiyacım vardı derler ve o güzel uygulamalar, teknolojiler sonuç olarak ortaya çıkar. Bir şirkette çalışmak ihtiyaç oluşturur sürekli olarak. Problemi çözme ihtiyacı oluşturur bu yüzden maaş alıyorsun, para kazanma ihtiyacından ötürü de çalışmak zorundasın, daha çok maaş gerekebilir, daha çok alınması gereken şeyler var olabilir, bakman gereken çocukların var olabilir. Evet bu sözler bu düşünce bu ihtiyaçlar zinciri sizi korkutmasın, ben bunların hiçbirine karşı değilim. Bunlar gerçekler, bunları ancak kabul edebiliriz.
Benim karşı olduğum beni düşündüren şey harcanan zaman. Bunu söylerken biraz egoistce geliyor ama insan harcadığı zamanı düşünmeli ya da harcayacağı zamanı bunu söylediğim için kendimi kötü hissetmemeliyim. İnsanlar bu süreçte zamanlarını kaybediyorlar belki de kazanıyorlardır insandan insana değişir. Çünkü bence zaman dediğimiz şey varmak istediğimiz nokta için harcanan bir limittir. Benim varmak istediğim nokta bu yolda değil tam olarak bir çok kişinin de değil kimisinin borçları var, kimisinin bakması gereken bir ailesi. Kimisi cebinde para yok diye kendini yeterince erkek hissetmiyor belki de. Türkiye şartları insanı biraz mecbur bırakıyor bu hayatta. O ileride geldiğimiz büyük adam rolleri hep şöyle başlar, işte kalan zamanımda hobi olarak şu işle uğraşıyordum sonra bu konuda çok yetenekliyim dedim kendimi bu işe verdim falan. Kalan zamanında... Ne büyük fedakarlık. İnsan kalan zamanında birazcık rahatlamak ister, tüm gün çalışmış, okumak istediği kitabı okumak ister ya da izlemek istediği dizi, film, belgesel ne varsa onları izlemek ister. Sevdiği insanlara vakit ayırmak ister, sevmek ister sevilmek ister. Güzel vakit geçirmek ister. Bu çok büyük bir fedakarlık bu insanlar büyük bedeller ödemiş.
Acıya inanan acı çekmekten korkmayan biri olarak, bu yolu deneyebilir miyim diye çok düşündüm hatta denemeye çalıştım. Fakat yeterince iyi bir şekilde gelişmiş olmamamdan ötürü olsa gerek beceremedim açıkcası. Bu konuda bir çok bahane sayılabilir, siz saydım sayın. Her zaman sonuca bakarım, önemli olan sonuçtur. Herkes katil olmayı düşünür fakat sadece olanlar ceza alır gibi. Her şey böyledir o her insan özeldir gibi yalanlar tamamiyle aptallar için. İstediğiniz kadar zeki olun, istediğiniz kadar bilgili olun eğer bir şey yapmadıysanız yapan birinden üstün değilsinizdir. Diğer yapmayan kişiler ile de aynısınızdır. İsterseniz o yapan kişinin yaptığı şeyleri çok kısa sürede yapabilecek bir kapasiteniz olsun bu böyledir. Şuan başarmak istediğim şeylere bakıyorum bunlar gerçek bir başarı mı ? Kesinlikle değil. Bir işe girmek, para kazanmak ? Belki para biriktirip araba almak ? Ev almak ? Bunlar kesinlikle gerçek bir başarı değil ama bunları yapmış biri benden üstündür yani arabası ve evi olan biri.
Para kazanma ihtiyacım var herkes gibi, ama bu parayı maaş ile değil de kendi projem ile yapmak istiyorum. Seni tutan mı var ? Demeyin. O proje bile aklımda yok sadece istiyorum. Aklıma ufak tefek projeler geliyor elbet. Böyle kafamda Amerikan rüyası yaşayıp durmam problem tabi. Bunun da farkındayım ama bir şeylerin farkında olmak demek o şeyi engelleyebilirsin demek değil. İnsan aşık olduğunun farkında olur ama o duyguya karşı koyamaz bunun gibi. Benim de karakterim buna müsait sanırım. Kendi hayatımı, yani kendimi inşa etmek için belli bir sermaye lazım bana. Ne yapsam acaba ben de yarışma programlarına katılıp bu parayı eğitimimde harcayacağım falan mı desem. Ne okuyacaksın derlerse hayat okulu derim heralde :D.
Para gerçekten bu kadar çok lazım mı ? Diye bir soru olabilir. Kesinlikle bunu da düşündüm ve kesinlikle lazım değil. Ama para olursa ayrı bir evde yaşayabilirim, para olursa ayrı bir evde tek bir birey olarak özgürce yaşayabilirim. Aile evinde olmak ki şuan öyleyim, çok fazla sıkıntılara sebep oluyor. Açıkcası ailemle yaşamak istemiyorum. Ama mecburum şuan da bir şirkette çalışıyorum ama hiçbir şirkette çalışmak istemiyorum aslında. ama çalışmazsam para kazanamam ve para kazanamazsam yine ailemle yaşamak zorunda kalırım, ama çalışırsam harcayacağım zaman çok da istediğim bir zaman olmayacak gibi. Bana sermaye lazım, kendim için çalışmak istiyorum. Özgür olmak istiyorum yani problemim aslında özgürlük diyebilirim.
Eğer bir gün gözüm kararır da şirketsiz hayata geçecek olursam sadece ekonomik değil karakteristik problemlerim de olacak. Şöyleki erkekler olarak, güce inanırız. Eğer güçlüysen bir erkek olarak iyi hissedersin bu güç sadece fiziksel güç değildir. Statü olabilir, para olabilir, şan şöhret olabilir veya popülerlik gibi. Ya da daha fazla istediğiniz türden kadın çekebileceğiniz herhangi bir şey erkeklik için güçtür. Erkek olmak karşı cins olan kadınlar ile alakalıdır. Erkek kadın ilişkileri ülkemizde pek de iyi olmadığı için bu ülkede erkek olmak için daha çok savaşman gerekebilir. Sevdiğin kadını elde etmek büyük bir mesele zaten belki de o yüzden ülkede bu kadar çok aşk dizisi ve o dizilerin içinde de savaş dönüyordur. Sevdiğini bulmak, sevdiğini elde etmek zor, bir kadın sırf siz onu seviyorsunuz diye sizi sevmez çünkü sevmek ya da sevmemek sizin sevginize bağlı değil tamamen onunla alakalı bir şey. Sizden daha çirkin birini, daha eğitimsiz, daha az zeki birini seçtiğinde o kişinin neyi başarmış olabileceğini düşünebilirsiniz söz konusu kadınlar olunca düşünmeme taraftarıyım. Ama yine de Allah hiçbir erkeği bu duruma sokmaz umarım.
Evet konumuza dönersek cebimde para olmazsa yeterince özgüvenli hissetmiyor olacağım. Bu fiziksel gücümden, psikolojime kadar her şeyi aşağıya çekecektir. Bu risk biraz ölümcül aslında. Çok büyük para olmasa da KYK borcu var, yaşamanın kendisi zaten bir borç, ne bileyim sağlık sigortan var onlar hep bir borç, karnını doyurmalısın borç, faturalar borç gibi. Bunları düşünmek gerek bu şirketsiz hayat tecrübesi çok pahalı aslında. Belki şirketlerde çalışıp, mevcut borçların ödenmesi dışında güzel bir sermaye biriktirebilirsem. Bu riski hafifletebilir hatta şöyle bir özgürlüğü tadarım kim bilir ? Bu güzel olabilir bak gelecek için para biriktir düşüncesi.
Belki bunu denerim çünkü özgür olmayı herkes gibi çok istiyorum. Ve diğer insanlar da bence istiyor ama sürekli olarak yola devam etmek için bunu kendilerine unutturuyorlar. Kimisi gece katılacağı arkadaş grubunun hayali ile çalışıyor, kimisi 3 gün sonra gideceği tatilin hayalini kuruyor, kimisi de spor yapıyor gibi kafalarını farklı düşünceler ile meşgul ediyorlar.
Bir de sizin işinize karışan ve yaptığınız işi beğenmeyen sizi soğutan tipler vardır. Yani bunu bazen belki de biz yapıyoruzdur. Bu bir gerçek olabilir, mesele bu tip olaylar ile mücadele etmek. Bu olaylar ile mücadeleniz şöyle olmalı; kesinlikle yapılmaması gereken bir şey ya da yapmak istemediğiniz bir şey size dayatılıyor mesela ya da sırf saçma bir istek için saatlerinizi/günlerinizi harcayacaksınız ve yapılan iş uzayacak değil mi ? Hiç önemli değil her türlü fikri kabul edilebilecek düzeyde kabul edin. Onlara bu fikrin oluşturabileceği maliyeti açık bir şekilde gösterin. Onlara öğretmeniz lazım belki de. Belki de söyledikleri şey çok doğrudur denersiniz ve yeni bir şey öğrenmiş olursunuz. Ama çok da fazla direnmeyin ya da üzülmeyin. Bu gemide herkes var, geminin batması tek sizin suçunuz olamaz. Bu da böyle bir tavsiyeydi. İşler uzuyorsa uzuyor bu olabilecek bir şey.
Neyse kapatalım, yazı uzun oldu duygu ve düşüncelerim böyleydi konulardan sapmalar çok olmuş gibi gözükebilir ama aslında çok fazla konu vardı.
Gelişim yolunda ilerleyenlere selam olsun. Okuduğunuz için teşekkürler.
Esen kalın.
0 yorum:
Yorum Gönder